Endüstri 4.0 yolculuğunu daha önceki yazılarımızda kısaca "Öğrenme" ve "Öngörme" basamaklarına çıkmak için kullanılan merdiven olarak tanımlamıştık.
Her basamağın kendine özel ihtiyaçları olduğu bariz bir gerçektir. Bir yapay zeka uygulamasıyla kestirimci bakım uygulamasının ihtiyaç duyduğu veri setleri birbirinin aynısı değildir. Kestirimci bakım için daha çok makineyi ya da hattı ilgilendiren çalışma, tüketim vb. gibi verilere ihtiyaç duyulurken, yapay zeka karar algoritmasını çalıştırabilmek için üretim, tedarik zinciri ya da çeşitli tüketim verilerine ihtiyaç duyabilir.
Bilindiği üzere, veriye ihtiyaç duyan istemciler sadece yapay zeka ve kestirimci bakım uygulamaları değil. Kurum genelinde halihazırda çalışan birçok uygulamanın yanı sıra IIoT uygulamaları için de veri oldukça popüler. Durum böyle olunca veriye olan ihtiyaç artırıyor ve verinin ulaşması gereken yerler artırıyor. Durumun karmaşıklığını aşağıda yer alan tabloda inceleyelim.
Yukarıdaki görselde görüldüğü üzere hem veri kaynağı hem de ihtiyaç duyulduğu yer çok fazla ve fazlalıklar bir tsunami dalgası şeklinde giderek büyümekte. Yakın geçmişte herhangi bir sensör verisini OPC ile SCADA'lara aktarmak yetiyorken şimdi IIoT sensörler doğrudan buluta veri aktarmakta.
Görselle ilgili diğer ve asıl sorun ise veri akışının yönetilemez olması. Bu akış diyagramını kuran kişilerin aslında şu sorulara cevap vermesi beklemektedir;
- Veri güvenliği açısından her bir bağlantı noktası ilgili siber güvenlik gereksinimlerini kapsıyor mu?
- Doğru verinin doğru istemciye gittiğinden emin misiniz? Her bir istemcinin alması gerektiği veriyi aldığına emin misiniz?
- OT networkünde bulunan sensörlerin doğrudan bulut ortamına açık hale getirilmesi ne kadar güvenli?
Bunlar ilk bakışta akla gelen sorular ancak detaylı incelediğimizde hem siber güvenlikten hem de veri yönetimden farklı farklı sorular türetebiliriz.
Tartışmaya açık olan noktalardan yola çıkarak kendi güncel ve güçlü çözümümüzü sunmaktayız. Biz bu çözümü Unified Namespace olarak adlandırıyoruz. Böylece endüstriyel veri akışı kolaylaşarak yönetilebilir hale geldi.
Kısaca Unified Namespace'i açıklayalım. Bütün veri kaynaklarını ve istemcilerin büyük bir çark yapısının içinde bir dişli olduğunu hayal edin. Unified Namespace bu çark yapısının kalbinde bulunan ve diğer dişlilerle doğrudan veya dolaylı olarak temas halinde olan en büyük dişli olarak hayal edebilirsiniz. Zihinde daha kolay canlanabilmesi için işleyişi aşağıdaki gibi görselleştirdik.
Peki karmaşık yapıdan Unified Namespace ile nasıl kurtuluyoruz. Şöyle, bütün veri kaynakları verilerini tek bir yere gönderecek yani Unified Namespace. Bütün veri istemcileri ise tek bir yeri kaynak olarak bilecek, evet doğru bildiniz yine Unified Namespace :).
Tabi, Unified Namepace'i sadece veri akışını yönetmek için kullanmak eksik ve yanlış kullanım olur. Verinin kolaylıkla modellenebileceği, çeşitli basit fonksiyonların geliştirilebileceği, verinin zenginleştirileceği yer olarak da görmek doğru olacaktır.
Bahsettiğim bütün bu işlemleri ne ile yapıyoruz dersek, devreye HighByte Intelligence Hub giriyor. HighByte kolay kullanımı ve basit yapısıyla herhangi bir mühendisin bütün kurguları gerçekleştirmesini sağlıyor.
Eğer sizlerde HighByte ile ilgili detaylı bilgi almak isterseniz iletişim formunu doldurarak bize ulaşabilirsiniz.